Çocuklu Ev Ve Düzen

Çocuklu Ev Ve Düzen

Çocuklu Ev ve Düzen

Dünyaya minik bir canlı getirdiniz ve çok heyecanlısınız. Tabii ki onunla ilgili ve kendinizle ilgili hayalleriniz var. Her şey düzenli ve kuralına uygun olacak. Çocuğunuz sizin düzeninize ayak uyduracak. Nasıl olsa o düzeni siz inşa ettiniz ve çocuk da sizin çocuğunuz, siz yetiştireceksiniz. O zaman her şeyin yolunda gitmesi, tam da düşlediğiniz gibi olması kaçınılmazdır. Doğru mudur? O zaman sıkı tutunun, çünkü o minik hiç de bildiğiniz gibi değil…

Dünya her detayı ile keşfedilmesi gereken bir gezegen

Evet, sizin minik kaşifiniz tam da böyle düşünüyor. O yüzden o dolma parmaklar her şeye dokunup tecrübe etmek istiyor. Her sabah gözlerini heyecanla açıyor, çünkü annesinin o renkli vazosunun tadını, sesini ve dokusunu çılgınca merak ediyor. O bardaklar yere atıldığında nasıl ses çıkarır? Annemin rujuyla resim yapabilir miyim? Babamın gözlüğü de yer çekimine yenik düşüyor mu? Oyuncak sepetimdeki fil uçabiliyor mu? Kıvırcık saçlı oyuncak bebeğim de acıkıyor mu? Bu soruların cevabını ancak deneyerek öğrenebilir. Lütfen açık olalım, evdeki bembeyaz lekesiz duvarlar size de renklendirilmesi gereken bembeyaz bir tuval gibi görünmüyor mu?

Bir önceki jenerasyona göre bugünün anneleri çocuklarının gelişimlerini yakından takip ediyor ve minik kahramanlarının neden bu şekilde ışık hızıyla odadan odaya, çekmeceden çekmeceye uçtuklarını biliyorlar. O çekmeceler belki de günde katrilyon kez boşaltılıp yeniden düzenleniyor. Üstüne bastığınızda acıdan gözünüzden yaş getiren o küçük parçacıklı oyuncaklar milyonuncu kez sepetlere toplanıyor. Annelerin ve babaların sıkıntıları artık eşyadan ziyade evde zarar verebilecek herhangi bir malzemenin bulunmaması yönünde. Kaşif ruhlu çocuğumuza bu özgürlüğü tanırken hatta belki de onun bu merakını gülümseyerek izlerken ev savaş alanına dönüyor. Artık bir odadan diğer odaya ulaşabilmek için bubi tuzaklarının üstünden atlamanız, koridorun duvarlarındaki çikolatalı parmak izlerinin sizi kör etmemesi için dümdüz önünüze bakmanız gerekiyor.

Dağınık ev ne demek?

Dağınıklık göreceli bir durumdur. Çocuklarla anlaşamamamızın belki de en büyük sorunu dağınık kelimesinin tanımını yapmamış olmamamızdan kaynaklanıyor. Sizin için dağınık olan bir oda küçük hanım ve beyefendiler için gayet de topludur. Çünkü tam da hayal ettiği gibidir. O karmaşanın içinde kahramanlarının saklanabileceği mağaralar, cücelerin yaşadığı ormanlar ve kral ile kraliçenin yaşadığı kaleler vardır. Çocuklar kendi karmaşalarının içinde bir düzen kurarlar ve yaratıcılıklarını geliştirirler. “Dağınıklıkla çocukların yaratıcılıkları arasında doğrusal bir ilişki vardır” diyor Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan. Dolap içlerine saklanıp saklambaç oynadığımızı veya masaların üstüne battaniyeler, çarşaflar atarak altına saklandığımızı, evcilik oynadığımızı ne çabuk unuttuk?

Nasıl uzlaşabiliriz?

Burada Milliyet gazetesine röportaj veren Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan’ın sözlerine bir göz atabiliriz:

“Türk toplumunda evin dağınık olup olmaması çok büyük olay konusu. Özellikle anneler mutlaka evin toplu olması, çocuğun toplu olmaya alışması konusunda ısrarcılar. Ebeveyn olarak bu durum sizin için aşırı önemliyse çocuğun gelişimini etkilemeden ona sınırlar çizerek onu yönlendirebilirsiniz. Öncelikle çocuklar için daha net ifadeler kullanmak gerekir. Çocuklar neyin derli toplu neyin orta düzeyde idare eder veya neyin dağınıklık anlamına geldiğini anlamayabilirler. Bu durumda aile olarak ona örnekler verebilirsiniz. Masasının üzerinde duran bir iki kitabın dağınıklık olmadığını; ama dolapta olması gereken giysilerinin yerde atılmış halde olduğunda dağınıklık olarak adlandırabileceğini belirtmeliyiz. Böylece çocuğun kafasında bu ayrımlar oluşmaya başlayacaktır. Örneğin; “Odanı istediğin şekilde düzenleyerek kullanabilirsin; ama lütfen eşyalarını salona getirme. Burası ortak kullanım alanımız. Ben de odamı istediğim düzende kullanıyorum” şeklindeki konuşmalarla hem çocuğun yaratıcılığını engellememiş oluruz hem de çocuğa özel alan kullanımını öğreterek doğru yönlendirmiş oluruz. Ancak bu konuşma dilinde hiçbir zaman eleştirmek, uyarmak ve yetersizliğini vurgulamak yer almamalıdır.”

 

Böylesine meraklı ve hayalperest bir minik ile biz kuralcı ve belki de biraz sıkıcı yetişkinlerin aynı evde, bir arada yaşaması kolay olmayabilir ama heyecanlı ve renkli olduğuna dair söz verebiliriz. Belki biz de “dağınık” ve “düzenli” kelimelerini gözden geçirip çocuklarımızın hayal dünyasına bir adım atmalıyız. Ayrıca özellikle annelerin omuzlarından evi her zaman derli toplu tutması gerektiğine dair baskı ve sorumluluk yükü alınmalı, çünkü bir çocukla hayatında en az bir kez karşılaşmış olan herkes çok iyi bilir ki, çocukların olduğu evde düzen olması çok zor ve karşılanamaz bir beklentidir.

Biz çocuğumla evi toplamayı eğlenceli hale getirdik, artık dağıtmayı bildiği gibi toplamayı da öğrenmeye hazır diyenler için de kitap önerimiz var. Göz atmak için Ketebe Çocuk Yayınevinin “Evimizdeki Canavar” ve Redhouse Kidz Yayınevinin “Odamızı Topluyoruz” kitaplarına göz atabilirsiniz. 

 

 İçinizdeki çocuğu hiç unutmamanız dileğiyle...

Bloga dön